“Mao, Çin’in kolayca dünyadaki egemen kapitalist sistemin dümen suyuna girebileceğinin farkındaydı ve bu anlamda Kültür Devrimi, Mao’nun Çin’in kapitalizmin yörüngesine kaymasını önlemek için başlattığı son, cüretkâr ve umutsuz girişimin adıydı. (…) [T]arih, Deng’in yeminlerinin aksine Kültür Devrimi kararına karşı çıktığını kanıtlamaktadır. Mao’nun Deng Xiaoping’e atıfla derin bir of çekip umutsuzca ifade ettiği üzere, ‘Kapitalist yolcu hâlâ kapitalist yolda yürümeye devam etmektedir. [O,] karara asla karşı çıkmadığını söylüyor! Güvenilmezdir.’ Deng gerçekten de kapitalizmi yeniden inşa edecek; onun başını çektiği ‘Çin’e özgü sosyalizm’, pek çok gelişmiş kapitalist ülkedekinden bile daha pervasız olacaktı.
Mao Kültür Devrimi’ni niçin başlatmıştır? Mao’ya göre mesele, Çin’in hangi yolu seçeceğidir: Çin sosyalizm yolunda mı ilerleyecektir, yoksa kapitalizm yoluna mı sapacaktır? 1965 yılında, Kültür Devrimi’nden ancak bir yıl kadar önce Mao, gerilla savaşını başlattığı yer olan Jinggangshan’a bir ziyarette bulundu. Jinggangshan’a yapılan bu simgesel ziyaret, Mao’nun kafasında Çin için yeni bir başlangıç tasarladığını apaçık ortaya koymaktaydı. Jinggangshan ziyareti sırasında, bazı nadir anlarda Mao, çevresindekilere, kolektifleştirmenin Çin sosyalizmi için niçin hayati öneme sahip olduğunu düşündüğünü açıkladı. Bu, Mao ile Liu Shaoqi’nin ayrıldığı noktalardan bir tanesiydi. Altını çizmek gerekir ki Mao sonrası önderlik, sosyalizmden kapitalizme geçişi öngören sözde reformlarına, Çin kırsalındaki kolektiflere dayalı sistemi dağıtarak başlayacaktı…”
– Mobo Gao